Sıkılıyorum, öyleyse varım
- Tuğçe
- 10 Ara 2019
- 2 dakikada okunur
Küçüklüğünüzde evde sıkıntıdan patladığınız zamanları hatırlar mısınız? Örneğin; okulun açılmasına 10-15 gün kadar kalmıştır. Yazlıktan eve dönülmüştür, lakin arta kalan vakit tatil yapamayacak kadar kısa, okul heyecanı yaşayamayacak kadar da uzundur.
Böyle zamanlarda kafam sıkıntıdan patlardı benim (temsili değil), hatta öyle bir gürültüyle patlardı ki, sesini annem mutfaktan duyar, akabinde çıkan yangını söndürmek için koşa koşa söndürücü ekipmanıyla birlikte gelirdi. Lakin yangının hangi ekipman ile söndürüleceği iyi bilinmelidir. Su mu yoksa köpük mü sıkılmalıdır ayırdına varamazsanız, durum vahimleşebilir.
Yanlış müdahale genellikle yangına -biz ona 'Sıkılma Yangını' diyelim- sıkılan kişiyi eğlemek amacıyla kendisine daha sıkıcı bir öneriyle giderek, yangını körüklemekten oluşur. Tesla'nın deney yaparken çıkardığı elektrik yangınını su ile söndürmeye çalıştığınızı düşünün şimdi. Ne acı... Yoo, hayır, yangından etkilenenlere değil, daha çok yangınla birlikte kavrulan Tesla'ya üzülürdüm ben şahsen...
Şimdi diyeceksiniz, kafa nasıl patlar? Birinci şart dolu bir kafanın olması. Doluluk olmazsa yeterli basıncı yaratamazsınız. Doluluk için de insanın hayatla bir derdi olmalı doğrusu. Nedir bu dertler bir göz atalım. Bana göre:
Yapılması mümkün fakat bilinçli ya da bilinçsiz aksiyon almadığımız şeyler en alt katmanı oluşturuyor.
Üzerine biraz 'Hadi yapsana!' talepkar toplum baskısı ekleyelim.
Bu da yetmiyormuşçasına, kendi eleştirel sesimizi kendi kafamıza doğru iyice sıkıştıralım, sığmıyorsa ellerimizi yumruk yapıp, hamur yoğurur gibi bastırabiliriz.
'Yapsam ne değişecek' klişesini de ince bir katman olarak yığalım. Aman ha, bu katman görünmezdir, tehlikelidir, gaz gibi düşünün kendisini.
Üzerine birazcık da atıl bir hayal kırıklığı ve içinde yaşadığımız komüniteye karşı duyduğumuz acı verici ama çaresiz beklentisizliğimizi de ekledik mi...
BUMMMMMMM!!!!
...
Patlama iyidir, ancak ve ancak içinden saçılanlar iyiyse ve ilham şarapnelleri ihtiyacı olan beyinlere saplanabiliyorsa. Yangınsa acıtır, yakar ama gerçeklerle yüzleştirir. Doğru müdahele ile söndürebilirseniz, yeni filizler canlanır küllerin arasından, eskisinden çok daha iyileri hem de.
Yooo, hayır, özür dilerim, içine doğru patlayamaz hiç bir sıkılan kafa ve 'Sıkılma Yangını' engellenemez.
...
'Hayır anneeeeeeeeee, seninle pazara gelmek istemiyorum!!!'
Tuğçe
(30 yaşında hala pazara alışverişe gitmiyordu:)
Gerçeklerle yüzleşip geliyorum, sonra da umuyorum ki yangını bir şekilde söndürüp capcanlı filizler yetiştireceğim. Canlandırılan anılar için teşekkürler :-) devamını bekliyoruz